Prof.Dr. Orhan KURUÜZÜM
Bilimsel ve teknolojik faaliyetlerin; ekonomik ya da toplumsal bir faydaya ve pazarlanabilir ürünlere dönüştürülmesi, içinde bulunduğumuz yüzyılın en önemli küresel rekabet edebilirlik ve güçlülük göstergelerinden biri olarak gözükmektedir. Rekabet edebilirliğin kaynağını ise sürdürülebilir verimlilik artışı ile sağlamak mümkündür. Ulusal kaynakların (iş gücü, sermaye, doğal kaynaklar…) kullanılmasındaki verimlilik artışının sürdürülebilirliği, yani birim girdi başına daha nitelikli ve daha fazla çıktı yaratma yeteneği, rekabet edebilirliğin hedeflenen yapısını oluşturacaktır.
Bilimsel bilgi üretmeye dayalı araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerinin yaratıcı-yenilikçi (inovasyon) ve teknolojik bilgi üretimine sağladığı katkı, gelişmiş dünyanın son yüzyılda odaklandığı en önemli konu olmuştur. Bu sayede de ulusal verimliliklerini sürekli olarak artırmışlar ve bunu ulusal refah düzeyini geliştirmede alabildiğine kullanmışlardır. Görülen odur ki bu süreçte yerini alamayan ekonomiler ve toplumlar, kaynaklarını tükettiren olma kimliğini önümüzdeki dönemde de bırakamayacaklardır.